Lojistik dünyasında tehlike çanları !!!!!!!

2019 Yılında baş gösteren Pandemi tüm dünyayı tehdit ederken, Hayatımızı kolaylaştıran en büyük hizmet alanı SAĞLIK Kuruluşu ve çalışanlarından sonra, LOJİSTİK Hizmet unsurları olmuştur.

2 yıla yakındır yaşanan bu süreçte Lojistik Depolama, Dağıtım üretim sırt sırta çok başarılı bir sınav vermiştir.

Bu hizmetler oluşturulurken  maalesef çok uzun yıllardır İnsanlık böyle bir tehdite hazırlıksız yakalanmış öncelik olarak  tabi ki insan hayatına dair önlemlere mecburi yönelinmiştir.

Firmalarda ilk önlemler adına İn House çalışma (evden çalışma) modeline hızlıca geçilmiştir.

Otomasyon ve Teknolojik alt yapımız daha henüz maliyetlerinden dolayı Ülke genelinde %5 oranında kullanımda iken Lojistik firmaları yine kalifiye İnsan kaynakları ile tüm süreçte kahramanca ve sonuna kadar hizmetlerin devamı adına çalışmışlardır.

Ancak evden çalışma dönemin ve ücretsiz izin kullanımı sayısındaki yükseklik, iş alanları seçimi başta olmak üzere yine iş kariyerlerini Yeni mezunların ve çalışanların tekrar çek etme ihtiyacını gösterdi.

Bazı meslek grupları cazibesini ve ilk adım özelliğini kaybetti.

Özellikle Lojistik sektöründe neredeyse Tüm üniversitelerde Lojistik bölüm var iken öğrencilerin her zaman savunduğum Pratik ile Teorik eğitimlerinin şart olduğu bu süreçlerde halen hiçbir şey yapılmadı.

Üniversitelilerle her buluşmamızda özellikle son sınıf öğrencilerin Stajlı pratik zorunlu eğitim mutlak hayata geçirilmelidir.

Okullarından mezun olan arkadaşlarımız; Çok üzgün olarak ifade ediyorum ki mevcut eğitimlerini eksiksiz alsalar da özel sektöre geldiklerinde beklentilerinin çok dışında bir dünya ile karşılaşıyorlar ve mesleki hayal kırıklığına uğruyorlar.

Oysa son sınıf öğretim dönemi mezun adayları Türkiye genelinde başta lojistik Firmaları ile Üniversitelerle iş birliği yapsalar,

En doğru tecrübeyi kazanabilecekleri, Teorilerini pratikle buluşturdukları bir süreçte kalifiye beyaz yaka sorunu çözümlenecek hem de yeni mezun yeni iş hayatına atılacak öğrenciler minimum sıkıntı yaşayacaklardır.

Bu öğrenciler içinde iş hayatına başlarken beklentilerinin dışında yetersiz ücretle çalışırken daha anlaşılır bir ekonomik ücretle iş hayatına başlayacaktır.

Diğer bir husus yine Pandemi döneminde yaşanan Tedarikçi krizidir.

Öz mal yatırımlarının dövize bağlı olarak yükselmesi, ek vergiler   araçların yenilenmesinde önemli bir bariyerdir.

Ciddi bir sorunda Araç sürücülerinin tercih ilgisinin veya çalışan kaynağının ciddi bir şekilde azalmasıdır. Bu anlamda bir çok firma nerede ise sürücü eğitim merkezleri kurma ihtiyacı duymakta ve kendi araçlarını sürecek personel bulamamaktadır.

Bu sorun Globaldir.

Uygulamaya alınan 69 yaş sınırı ise bu sektördeki personel sayısına etki etmiştir. Bir hayli emekli insan bu alanda çalışmaktadır.

Çünkü şoförlük bir meslek haline getirilememiştir.

Mesleki zorlukları ve fiziksel yorgunluk tercihleri Ağır Ticari araç kullanımından şoförlük tercihlerini zorlaştırmaktadır..

Buna karşın Sıfır Ağır vasıta araç üretiminde de teslim terminlerin de ciddi problem yaşanmaktadır.

Deniz Taşımacılığında yaşanan NAVLUN rezaleti, Konteyner yokluğu bahane edilerek ve bazı ülkelerin kendi ekonomilerine  bu alanda gelir kazandırmak için konteynerleri stoklaması navlun fiyatlarını 1.500 Dolardan 12.000-15.000  Dolar seviyesine fırlatmıştır.

Navlunlardaki bu artışlar ciddi bir maliyet yükü getirirken aynı zamanda hep düşünülen ama bir türlü Dünya ticaret yolları geliştirilememiş İnter Modal  yöntemlerle alternatif ve ucuz hizmet alımına dönüştürülememiştir.

Burada İntermodal seçimlerde de maliyetlerde maalesef fırsatçı bir zihniyetle  Deniz yolu konteyner fiyatlarına endekslenmiştir.

Ülke olarak özellikle son 20 yılda üretimden uzaklaşıp İthalat cenneti olmuşken Ters Ekonomik rasyolar İhracatın önemini buna bağlı olarak Üretimin arttırılmasını zorunlu gündem haline getirmiştir.

Dış Ticaretin açık vermesi ceremesini halkımız çekmektedir.

Geç kalınmış alanlarda ise  bir çok sektörde ithalatımızın büyük bölümü ihracat ve Transite dönmektedir.

Dahilde işleme yoğunluğundan ve montajdan kurtulamadık.

Dış Ticaretin arttırılması yabancı sermayeyi Türkiye ye çekmekten geçmektedir.

Ancak Yabancı sermaye Türkiye de ya distribütör ya da kendileri temsilen bilinçsiz ciddi masraflar yapıyorlar.

Türkiye ye çekilen her yabancı sermaye burada yatırım yapmaları için teşvik edilmelidir.

Bu yüzden Türkiye Pazar tanışmalarını ve ticaretlerini kolaylaştırmak gerekir.

A Tipi Genel Antrepolar bu süreçte yabancı sermayenin Türkiye ye mevzuat yönünden giriş kapısı olarak kullanılabilir.

Mevzuatı uygun olan bu işletmeler Yurt dışından Türkiye de Pazar arayan her firma için maliyeti en düşük satış kanalı olacaktır.

Bu manada Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile temas edip  İlgili sektör temsilcilerine her fırsatta bunu anlatmaktayım.

Profesyonel hizmetler sunduğum şirketlere bu özelliği sürekli aktarmaktayım.

İç piyasalarda oluşan navlun krizi dönemsel  olarak maliyeti arttırmakta Tarladan -Tezgaha her şey pahalanmaktadır.

İç Nakliye unsurları özellikle yaz dönemi Sebze/Meyve sezonunda maliyet artışı yaratırlar.

Ulaşım sektöründeki yol yatırımları yani otobanlarda maliyet unsuruna dönüştüğünden sıkıntı yaratmakta bu anlamda kullanılma tercihi istenilen seviyeye çekilememiştir.

Örneğin köprü ve Otoban kullanımı Ağır vasıta Ticari araçlarda mutlaka düşürülmelidir.

Meselenin özü; Fırsat İnsan kaynaklarına önem verilmeli, Üniversitelerden kalifiye personel kazanımı arttırılmalı, Motorin ve Otoban, köprü geçişleri makul seviyeye çekilmeli, Alternatif hizmetler araştırılmalı, Teknolojik faydaları insan kaynaklarına zarar vermeyecek şekilde geliştirmeli, Mevzuata uygun işletmelerin işlevlerini arttırmalıdır.

Çin Ticareti, Dubai Ticaretinin Avrupa açısından cazibe merkezi ülkemiz TÜRKİYE  olmalıdır.

En büyük fırsat bu alanda Ülkemizin Genç ve Dinamik Z kuşağıdır.

Sevgiyle kalın…

GÜRKAN ÇEHRELİ 

Genel Antrepo Danışmanı