İmsan Group Genel Müdürü Mustafa İMRAK: Tecrübenin Işığında Lojistik Sektörü

Şu anda dünya yüzünde sürmekte olan her mesleğin bir öncesi var. Peşinen itiraz etmeyin. Elbette cep telefonu, internet gibi yeni buluşlardan söz edeceksiniz. İletişime dair mesleklerin tarihini ne kadar geriye götürebilirseniz götürün, bu saydıklarımız bu kapsamdadır ve iletişim olgusunun devamlılığıyla ilgilidir.

Bizim mesleğin öncesi ya da geniş anlamıyla tarihi hakkında uzun uzun konuşabiliriz. Ancak, dünyanın son iki asırda yaşadığı hızlı değişimi düşününce bu iki asrın son çeyrek asrı bile bize çok şey anlatır. Hem de bunun için uzun uzun iktisat bilimine, sosyolojiye başvurmaya da gerek yok. Meslek büyüklerimizi dinlediğimizde bu değişimin hızını görebiliriz. Bu değişimden vurgulamak istediğim husus, lojistik mesleğinin büyük fedakarlıklar üzerinde yükseldiğidir.

Bir keresinde bir demiryolu emekçisini dinlemiştim. Tren yolculuklarındaki konfordan ve bu yolla ulaştırılan ürünlerin ne kadar kolay vardığını anlatmıştı. Kendi açısından zorluğunu ise şöyle özetlemişti: “Askere, dahası cepheye gider gibi hazırlık yapıyorduk. Üç gün, bazen bir hafta dönmediğimiz olurdu evimize. Dönmemek hadi önemli olmasın, yıkanmaktan tut yemeğe kadar her şey dertti. Eşim benim için iki ayrı kocaman sefer tası yemek koyardı. Şimdi düğüne gider gibi çıkıyoruz yola.”

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de bana konuk olan bir meslektaşım, babasından devraldığı mesleğin bugünkü koşulları içindeki durumu anlatırken, “Şimdilerde hiç mi zorluk yaşamıyoruz? Elbette sıkıntılar var. Ama dünyanın en karmaşık yıllarında çok zor coğrafyalarda direksiyon sallamış olan babamın anlattıklarını dinleyince, babam ve onlar gibilerinin taştan, betondan veya safi sabırdan yaratılmış insanlar olduğunu düşündüm. Yolların bile doğru dürüst döşenmemiş olduğu bir memleketten yola çıkıp günlerce, aylarca kamyonlarda yatmak ve ardından bizlere ulaşmak. Tamam, babam bizim rızkımızı bize ulaştırdı; ama herhalde bu meslek bir yere vardıysa o direksiyonu bırakmadıkları içindir.”

Kendi ailemden, babamdan dinlediğim tecrübeleri de örnek verebilirim. Ancak bu tecrübenin bugüne aktardığı kazanımların öğrettiği başka bir şey var: Mesleğini sevmek ve emeğine sahip çıkmak.

Mesleğimizde aile şirketlerinin yaygın olduğunu söylersem sanırım yanılmış olmam. İşte tam da bu devrede aynı zamanda meslek büyüğümüz olanların hala ellerini üzerimizden çekmemelerini emeğin kıymetini bilmeleriyle açıklayabiliriz. Direksiyon başında olmak, iş yetiştirmek ve iş disiplini adına ısrarla bizlere bir şeyler öğretme gayretlerini yine bu sevgiyle değerlendirebilirim.

Bazı meslektaşlarımız teknolojinin ve iletişim teknolojilerinin bu denli belirleyici olduğu bir çağda bunları konuşmanın ne anlam ifade ettiğini sorabilir? Mesleğe sevgiyle yaklaşmanın yolu, içimizden çıkan bu insanların gerçeklerini, fedakarlıklarını bilmekten, anlamaktan geçer. Sadece bizim mi? Bu sektör sayesinde hayatını kazanan lojistik sektörü mensupları da mesleğin bir anda bugüne gelmediğini ne denli içselleştirirse o denli verimli olur. Mesleğe kendinden bir şeyler katma isteği oluşacaksa bir yolu da nereden gelip nereye vardığımızı bilmektir.

Tüm iş saatlerimiz boyunca sayısız hesap ve rakamın dilimizde ve beynimizde olduğu bu meslek bugün masa başında birçok operasyonun yapılıp bitirildiği bir noktada. İnsanlığın gelişim çizgisi ne mutlu ki ileriye doğrudur. Yalnız, ilerlemenin yükünü omzunda taşıyanlar var. onları unutmamak adına bu satırları yazdım. Kalın sağlıkcakla….

Mustafa İMRAK

ULAŞIM SEKTÖRÜ DERGİSİ

Anahtar Kelime: ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.